|
Cahid İSMAYİLOĞLU
Azerbaycan, Bakü.
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi (AMEA)
Nesimi adına Diçilik Enstitüsü, Türk dilleri bölümü
KAŞGARLI MAHMUT’UN “DİVAN”INDA
ŞEHİR ADLARI
(ÇOK ADLILIK MESELELERİ)
Ege Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Yayınları,
Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi
Sayı / Number: 15, Ağustos / August 2008, Türkiye / İzmir, s. 203-207.
Eski Türk onomastiği mürekkep ve müteşekkil
bir sistemdir. Buna göre de eski Türk onomastiğinin şekillenmesi
ve işlenme hususiyetlerinin kurallara uygunluğunun tam olarak
öğrenilmesi için çok adlılık meselelerine sistemli bir şekilde
yaklaşmak gerekir. Eski Türk onomastiği XIII. yüzyıla (Moğol
istilasına) kadar abidelerde, sözlüklerde yer bulduğundan
onomastik adların hepsini kavrayabiliyoruz.
Eski Türk onomastiğinin, toponomisinin alt
kategorilerinden birini şehir adları teşkil etmektedir. Bu
sistem genel ve etraflı araştırmaların konusu değildir, toponomik
seyahat olmadan Türk dillerinin tarihi ve nazariyesi ile ilişkili
bir sıra problemleri halletmek mümkün değildir. Hususen de
Kaşgarlı Mahmut’un “Divan”ındaki özel adların tarihi ve etimoloji
yönünden değerlendirmesini yapmak zordur. Mevcut olan tahliller
ayrı ayrı ele alındığında muhtelif müelliflerin karmaşık,
çoğu zaman ise tezat fikirlerinden ibaret olduğu görülür.
Genellikle bu gibi bakış açıları onomastik adın şekillenmesinin
ortaya konulması ile belirginleşir.
“Divan”da 96 şehir adı hakkında malumat
verilmiştir.
BALIK* sözüyle iki şehrin adı kaydolunmaktadır:
1. Beş-Balık “Göktürklerden Uygurlara
geçen ünlü bir Türk şehri”
2. Yangı Balık veya Yengi Balık
“Uygur şehirlerinden biri”
Genellikle balık gibi çok anlamlı oykonimlere
(yerleşim adı) Orhun-Yenisey yazıtlarında da rast gelinmektedir.
Bu delil, zikredilen yerleşim yerinin eskiliğini göstermekle
birlikte, geniş ve muhtelif adlar altında yayıldığını da gösteriyor.
Mesela, Beşbalık yerleşim adına Bilge Kağan, Kül
Çor veya İhe-Hüşotu abidelerinde 11, Baybalık yerleşim
adına Şine-Usu veya Moyun Çor abidesinde, Toğu Balık
adına Kültigin yazıtında 4 ve Bilge Kağan yazıtında 30, Koçu
Balık ve Süğçü Balık yerleşim adlarına 4 Uygur
elyazmasında rastlıyoruz (4, 1, s. 24).
Ahmet Caferoğlu Türk toponimlerinden bahsederken
Kaşgarlı hakkında şöyle yazar: “Bu kadar ince düşünen bu Türk
mütefekkirinin emeği, Türklüğün her ilim alanında kendisini
ispat etmiş ve dokuz yüz yıllık Türk coğrafyasının ve toponimisinin
şeyhlik payesini Kaşgarlı’ya vermiştir.” İlmi bakımdan ilk
olarak Kaşgarlı Mahmut’un üzerine eğildiği Türkçe yer adlarının
yarısının ve örgüsünün bir takım hususiyetleri vardır. Çünkü
Türkün ve umumiyetle beşeriyetin de beşiği sayılan Orta Asya,
aynı zamanda Türkçe yer adlarının da doğuşunu hazırlayan bir
saha olmuştur. Burası, eski tarihi birçok milletin mekanı
olarak yerleşim yeri olmuştur. Tarihi kaynakların ışığı altında
VI-VIII. yüzyıllarda burada Göktürk Devleti kurulmuş; balık,
oba, yazı, yurt, yış, tag, özü, yal, kaş ve emsali gibi ilk
göçebe devletlerin, coğrafi kavramları oluşmaya başlamıştır.
Daha sonraları Göktürk devletinin yerini alan Uygurlarda,
Türkçe yer adları sistemi daha verimli gelişmelere sahne olmuştur.
Muhtelif dinlere geçerken hiçbir engelle karşılaşmayan bu
Türk hakanlığı devrinde, göçebelikten yerleşik hayata geçiş,
Türk coğrafyasını geniş bir yabancı tesir sahasına çıkarmış
ve şehirlerde yerleşmeye başlayan Türklerin yer adları sistemi
değişmeye yüz tutmuştur. Türkçe adlı yeni şehirler, balıklar
çoğalmaya başlamıştır. Türk yerleşim ve iskânının ilk yer
adına ait unsuru olarak ileri sürülen bu balık sözünün
türemesi VII. yüzyıldan itibaren Türk devlet ve kültür teşkilatı
içerisinde yerini almış, yerine ve kavmine göre özel anlamlar
almıştır. Aslında kelime devlet teşkilatında, resmen “şehir,
kale” manalarında kullanıldığı halde, XI. asır Argularında
“çamur, balçık” manalarında kullanılmıştır. Aynı sembolik
kelime göçebe Türk muhitinde yurt sözü ile değiştirilmiştir.
Çeşitli merhaleler geçiren Türkçe yer adları sistemi, zamanla
Türk topluluklarının yayılımı ve gelişmesi ile bağlı olarak,
oldukça zengin bir yapıya bürünmüştür. Kaşgarlı’nın “Divan”ında
geçen devrin yer adları haritalarda olanlardandır (2, s. 42-43).
“Divan”ındaki diğer şehir adlarından biri
Ordu olarak geçer. Ordu sözü lügatte birden
çok manaya gelmektedir. Bunlardan ikisi toponimik unsurdur.
Balasagun yakınlarındaki bir şehrin adıdır. Kaşgarlı Mahmut’un
verdiği malumata göre, Balasagun şehrine de Kuz Ordu
denir (KM, 1, 124). Ayrıca hakanın oturduğu şehre de Ordu
adı verilmektedir. Hakanların yaşadıkları Kaşgar şehrine de
Ordu Kent denmektedir (KM, 1, 124).
Bu toponomik unsurun üç manası sözlükte
aşağıdaki gibi takdim olunmaktadır:
1. Ordu: ordu başı = Bir devletin
silahlı kuvvetlerinin tümü, Hakanların ve devletin koruyucusu
2. Ordu: fare ve köstebek gibi
hayvanların yuvası
3. Ordu: ordu tal: hamam otu, iki
diyalektte, Türk ve Türkmen diyalektlerinde (KM, 1, 124).
Çok adlılık “Divan”da tasvir olunan şehir
adlarının başlıca özelliklerinden sayılabilir. Mesela, aynı
şehrin beş farklı adlandırması görülmektedir. Türkistan’daki
Asbicab adlı şehre İsbicab, Sayram, Sayzam, Çimkent (KM.,
1, 30-38) adları da verilmiştir. Taşkent şehrinin de iki adı
vardır: Biri Şaş diğeri ise Terken. Yine Balasagun şehrinin
Kuz Ordu ve Kuz Uluş olarak iki ismi mevcuttur.
Çokvaryantlılık “Divan”da tasvir olunan
şehir adlarının diğer elementlerindendir. Mesela, Koçu şehrinin
üç varyantına dikkat çekiyoruz: Köçe, Küçe, Küşen. Taraz şehrinin
de Talas ve Tıraz varyantlarına rastlanmaktadır.
Aynı şehir adının farklılık bildiren bir
işareti gösterilmektedir. Mesela, Talaş, Talas şehrinin Kiçi
ve Kümi gibi leksik unsurları kendini göstermektedir.
Uygurlarda olan Balık adlı şehri
farklı kılmak için Beş ve Can tanımlayıcı
sözlerinden (appelyative) istifade edilmiştir. Beş-Balık ve
Can-Balık (KM, 1, 113, 379, 59, 394).
Şehir adının varyantları fonetik yönden
farklıdır. Örneğin, Aşçan = Çin’e giden yol üzerinde konaklama
yerine sahip olan şehre verilen ad (KM., 1, 137-23). Fonetik
varyantı – AŞIÇAN.
Sözlükte tekvaryantlı şehir adları da çoktur.
BEŞ = Göktürklerden Uygurlara geçen ünlü bir Türk şehri (KM.
1, 113, 379); CAN = Bir Uygur şehrinin adı (KM, 1, 113); YANGI
= Bir Uygur şehrinin adı (KM, 1, 113, 379)
“Divan”da tasvir olunan şehirleri inşa edenlerin
de hakkında bilgiler verilmiştir. Örneğin, BARÇUK şehrini
Efrabsiyab’ın kurduğu bilinir (KM, 1, 381, 466) veya Kaz oynı
= Kazın kurduğu şimdiki Kazvin şehri (KM, III, 149).
“Divan”da şehirler Oğuz ve Kıpçak şehirleri
olarak iki grup halinde verilmiştir. 1) Oğuz şehirlerinin
adları: Farab, ikinci adı Karaçuk (KM, 1, 487); Karnak = bir
Oğuz şehri; Sepren // Sapran, Sitgün, Suğnak 2) Kıpçak şehirlerinin
adları: Fergana = Türklerin “Özkent” dedikleri şehrin adı
(KM, 1, 344, 380, II, 285); Hotan- Xotan; Itlık = Tıraz’a
yakın bir şehrin adı (KM, I, 98, 503); Kaşgar = Doğu Türk
ilinde tanınmış bir şehrin adı (KM, I, 10, 30, 124 vs.); Kençek
Sengir = Talas yanında Kıpçak serhaddı olan şehrin adı (KM,
I, 480).
Kaşgarlı’nın bahsettiği başlıca Oğuz şehirlerine
gelince bunlar Sabran, Sitkün, Suğnak, Karnak ve Karaçuk şehirleridir.
Kaşgarlı bunların Oğuz şehri olduğunu bildirmekle aynı çevrede
kaydettiği Sayram (İsficab-Beyza) şehri hakkında bir bilgi
vermemiştir. Görünüşe göre Sayram, Karluk şehirlerinden olmuş
ve bu şehir belki de Oğuz-Karluk serhaddını teşkil etmiştir.
Adı geçen şehirler hakkında Faruk Sümer tarafından etraflı
malumatlar verilmiş, yerleri de tespit edilmiştir. Aynı şehirler
ve onların adları hakkında “Divan”a ve İslâm tarihçilerinin
eserlerine istinat eden Türk alimi Fuat Köprülü de etraflı
bilgiler vermiştir (5, s. 38; 6, s. 117, 118; 3, s. 30).
“Divan”da man gibi çok anlamlı şehir adlarına
tesadüf olunmaktadır. Mankent = Kaşgar yakınında bir şehir
adı (KM, III, 157), Man Kışlak (Oğuz ülkesinde bir şehir adı,
KM, I, 465, III, 157).
“Divan”da aynı şehir adının kısa, hem de
birleşik şekilleri kendisini göstermektedir.
Mesela, mukayese edersek, Merv = Turan’da
bir şehir adı (KM, III, 149), Merv – eş – şahıcan- aynı şehrin
başka bir adıdır (KM, III, 149)
“Divan”da şehrin küçüklüğü, büyüklüğü aynı
zamanda ünlü bir şehir olması da kaydolunmuştur. Sekirme =
Hotan yolunda küçük bir şehrin adıdır (KM, I, 490), Semerkant
//Semizkand //Semizkent tanınmış bir şehir (KM, I, 144, III,
150).
“Divan”da aynı onomastik unsur hem şehir
hem şahıs hem de ulus adı gibi tasvir olunuyor: Türk = Türk
elinde bir şehir adı (KM, III, 320), Türk = Nuh Yalvaç oğlu
Yafesin oğlu (KM, I, 28, 350), Türk = ulus adı (KM, I, 3,
4, 10 v.s.).
Şehir adının cüzi şekilde değiştirilmiş
şekli yokuş adına verilmiştir: Yafgu = Barsgan yakınında bir
şehir adı (KM, III, 32), Yavart = bu şehre yakın bir yokuşun
adı (KM, III, 32).
Hem şehir, hem dere adı gibi tasvir olunanlar:
Yavınç = 1) Ilaya yakın bir şehir adı; 2) bir dere adı (KM,
I, III, 375).
Kent // Kent gibi çok anlamlı şehir adlarına
da rast geliniyor: Yarkent = bir şehir adı (KM, I, 484); Yenkent
= bir şehir adı, (KM, III, 149, 150 –bu şehrin bir adı da
Dizruyin’dir).
Sonuç olarak, Kaşgarlı Mahmut’un “Divan”ında
eski Türk şehir adlarının varlığının tespiti, hem Türk hem
de umumî toponominin tarihi ve nazariyesinin karanlık kalmış
meselelerine de aydınlık getirebilir.
Buna ilave olarak, belirtilen devirlerde
eski şehir adlarının şekillenmesine etkileyici bir etki göstermiş
faktörler de belirginleşiyor. Sosyal ve siyasi hadiselerin,
dinin vs. etkisi inkar edilemez.
KAYNAKLAR:
1. Caferoğlu, Ahmet. Kaşgarlı Mahmut.
İstanbul, 2004, s. 42-43.
2. Divan-ı Lügat-it Türk Tercümesi, Çev. Besim Atalay Cilt
I-IV Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1985-1986 s. 366,
452, 530, 885.
3. Genç, Reşat. Kaşgarlı Mahmuda Göre XI yüzyılda Türk Dünyası.
Ankara, 1997, s.30.
4. Köprülü, F. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. II. Baskı,
Ankara, 1966, s. 117-118.
5. Quliyev, Ə.A., Qədim Türk Onomastikasının Leksik-Semantik
Sistemi. Doktorluq dissertasiyasının avtoreferatı. Bakı, 2003,
s. 24.
6. Rəcəbov, Ə., Məmmədov Y. Orxon-Yenisey Abidələri. Bakı,
1994.
7. Sümer, F., Oğuzlar, Bakı, Yazıçı matbaası, 1992 s. 38.
___________________________
* Balık “İslâmiyet’ten
çok önce eski Türkçede ‘sığınak, kale, şehir’lere verilen
ad”.
|
|